1.ÖRGÜTSEL
BAĞLILIK
Örgütsel
bağlılık özellikle son 30 yıl içerisinde başta Amerika Birleşik Devletleri
olmak üzere pek çok ülkede araştırma konusu olmuştur. Ancak ülkemizde günümüze
kadar bu konuda yeterince araştırma yapılmamıştır. Dünyanın giderek küçüldüğü,
ekonomik ve ticari anlamda ülkesel sınırların ortadan kalktığı ve rekabetin
şiddetlendiği bir ortamda örgütlerin ayakta kalabilmeleri ve daha da güçlenerek
geleceğe doğru sağlam adımlarla yürüyebilmelerinde örgütsel bağlılık kavramı
oldukça önem kazanmıştır.
Son
zamanlarda iş yaşamında karşılaşılan en önemli problemlerden birisi
çalışanların işlerinden ve işyerlerinden memnun olmamasıdır. Çalışanların
işinden memnun olmalarının sağlanması artık örgütler için mal ve/veya hizmet
üretmek gibi asli fonksiyonları ve temel amaçlarından biri olarak
görülmektedir. Bu amacın gerçekleştirilmesinde çalışanın çalıştığı örgütün
hedeflerini benimsemesi ve o örgüt içinde varlığını sürdürmeyi istemesi
anlamına gelen örgütsel bağlılık ön plana çıkmaktadır. Konu ilk olarak 1956
yılında Whyte tarafından ele alınmış, daha sonra başta Porter olmak üzere
Mowday, Steers, Allen, Meyer, Becker gibi pek çok araştırmacı tarafından
geliştirilmiştir. Örgütsel bağlılığın çeşitli yönleri çeşitli araştırmacılar
tarafından ele alınmıştır. 1956 yılından beri süre gelen araştırmalar, bağlılık
konusunda çok sayıda ve birbirinden farklı kavramın bulunduğunu ortaya koymaktadır.
Bireylerin mesleğine yönelik tutumlarını inceleyen yazında benzer ve farklı
yönleri bulunan çeşitli kavramların geliştirildiği görülmektedir. Chang
(1999)’e göre ilgili yazında mesleki bağlılık kavramları farklı ifadelerle yer
almıştır: London (1983), mesleki motivasyon; Wallace(1993), profesyonel
bağlılık; Bartol (1979), profesyonellik ve Blau (1985), mesleki bağlılık
kavramlarını kullanmıştır. Blau (1989)’ya göre; mesleki bağlılık, bireyin
mesleğine yönelik tutumlarıdır. Blau ve Lunz (1998) ve Goulet ve Singh (2002)’e
göre mesleki bağlılık Morrow (1993)’un ifadesiyle işe bağlılığın durağan bir
şeklidir. Örgütsel bağlılık konusuna,
örgütsel davranış,
örgütsel psikoloji ve sosyal psikoloji gibi farklı disiplinlerin
ilgisinin artması, bu alanlardan gelen araştırmacıların konuya kendi bakış
açılarını getirmeleri, örgütsel bağlılık kavramının
anlaşılmasını güçleştirmektedir. Bu çerçevede, Morrow literatürde
örgütsel bağlılıkla ilgili yirmi beşin üzerinde değişik tanımın bulunduğunu belirtmektedir
(Oliver, 1990: 10). Bu
tanımlardan bazıları aşağıda verilmektedir:
• Kişinin kimliğini örgüte iliştiren , örgüte karşı
takınılan bir tutum veya yöneliştir (Sheldon, 1971: 143).
• Eylemlerinden ve bu eylemler vasıtasıyla, kişinin
inançlarından sorumlu olmam durumudur
(Salancik, 1977: 1).
• Üyenin yada izleyicinin sistemin bütünüyle olan
ilişkisinin doğasıdır (Grusky, 1966: 489).
• Örgütün ve bireyin amaçlarının zaman içinde bütünleşme
veya uyumlu olma süreçleridir (Hall vd., 1970: 176).
• Bağlılık, üyelik kavramına ilişkin bazı hususları içerir;
kişinin o andaki pozisyonunu yansıtır, başarı derecesi, çalışmaya güdülenme, o
andaki katkı ve diğer ilgili çıktıların hangi yönde olabileceğini öngörme ve
güdüsel faktörlerin farklılaşan gereğini önerir (Brown, 1969: 347).
• Bağlılık davranışları, bağlılığın konusu ile ilgili resmi
kurallar ve normlara dayalı beklentileri aşan, sosyal olarak genel kabul görmüş
davranışlardan oluşmaktadır (Weiner and Gechman, 1977: 48).
• Bağlılık, örgütün üyesi olarak kalma arzusu, örgüt için
yüksek çaba harcama arzusu ve örgütün amaç ve değerlerine inanç unsurlarından
oluşan bir bütündür (Dubin vd., 1975: 411-421).
• Bağlılık daima gönüllü ve bireyseldir, zorlanılamaz.
Çalışanlara gönüllü olarak verildikten
sonra ondan feragat edilemez (Farnham ve Pimlott, 1990: 85).
• Bir örgütün üst yönetim, müşteriler, sendikalar ve toplum
gibi çoklu öğelerinin amaçlarıyla
özdeşleşme sürecidir (Reichers, 1985: 465).
• En geniş ifadeyle bağlılık, kişisel bağlılık ve sadakat
fikrini ihtiva etmektedir (Morris vd., 1993: 21-42).
• Örgütün amaç ve isteklerini karşılayacak şekilde
davranılmasını sağlayan ve kişinin benimsediği normatif güçler bütünüdür
(Heshizer vd., 1991: 532-549).
• Kişinin tatmin edici olmasa bile bir işe saplanıp kalması
ve kendini işine psikolojik olarak
bağlanmış hissetmesidir (Rusbult ve Farrel, 1983: 429-438).
• Bağlılık, öncelikle kişisel özellikleri, kıdemi, başarı
ihtiyacı, yetki ve sorumluluk duygusu ve profesyonellik duygusunu kapsamaktadır
(Thornhill vd., 1996: 15).
• Örgütün kişiye göre anlamlılık düzeyine dayanan psikolojik
bir olgudur (Rietzer ve Trice, 1969: 475-479).
• Kişi ile örgüt arasında gerçekleştirilmiş bir psikolojik
sözleşmedir. Psikoljik sözleşme ile bireylerin örgüte bağlılıkları arasında
açık bir ilişki vardır (McDonald ve Makin, 2000: 86).
• Örgütsel çıkarları karşılayacak şekilde hareket etmek için
içselleştirilmiş normatif baskıların bir toplamıdır (Weiner, 1982: 418).
• Sosyal örgüte ve örgütsel role gösterilen bağlılıktır
(Fukami ve Larson, 1984: 367; Biggart
ve Hamilton, 1984: 540).
• Kişinin belli bir hareket tarzına bağlılık göstererek,
açık bir ödül veya ceza olmasa bile yapılanı beğenme ve ona devam etme
isteğidir (Schwenk, 1986: 299).
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder